Amaç: Abdominal travmalarda karaciğer en sık yaralanan organdır. Politravmatik bir hastada karaciğer yaralanması minör yaralanmalardan majör yaralanmalara kadar değişen bir şekilde etkilenebilir. Bu yaralanma derecesine göre morbidite ve mortaliteye katkıda bulunur. Bu çalışmanın amacı ameliyatta karaciğer yaralanması tespit edilen hastaların sonuçlarının değerlendirilmesidir.
Gereç ve Yöntem: 2005 ve 2013 yılları arasında, sadece cerrahi sırasında karaciğer hasarı tespit edilen 82 hasta retrospektif olarak incelendi. Hastaların demografik verileri, labaratuvar verileri, ameliyat bulguları ve yapılan ameliyatları incelendi. Hastalar iki gruba ayrıldı: mortalite grubu ve yaşayan hastalar grubu.
Bulgular: Çalışmadaki erkek hasta sayısı 77 (%94), bayan hasta sayısı 5 (%6) olarak bulundu. Ortalama yaş 34 (17-90) idi. 15 (%18.3) hastada mortalite gözlendi. 34 (%41.5) hastada künt karın travması, 48 (%48.5) hastada penetran yaralanma mevcuttu. 47 (%57) hastada multitravma mevcuttu. 47 (%57) hastada 71 adet eşlik eden intraabdominal diğer organ yaralanmaları mevcuttu. Başvuru anında hemodinamik olarak 46 (%56.1) hasta stabil, 36 (%43.9) hasta unstabil idi. Başvuru anındaki AST, ALT, LDH, APTT, PT, INR ve kreatinin değerleri mortalite grubunda yaşayan hasta grubuna göre daha yüksek, fibrinojen ve trombosit sayısı ise daha düşük idi.
Yorum: Hemodinamik instabilite, eşlik eden iskelet sistemi göğüs travması, başvuru anındaki yüksek APTT, PT, INR, AST, ALT, LDH ve düşük fibrinojen ve trombosit değerleri mortalite açısından prognostik faktörler olabilir.
Purpose: Liver is the most frequently injured intraabdominal organ following abdominal trauma. Liver injury in polytraumatized patients can vary from minor contusions to major lacerations, and has an associated with morbidity and mortality. The objective of this study is to evaluate the outcome of liver injury in polytraumatized patients.
Methods: Only surgically treated 82 patients with liver injury over 8-years period (2005-2013) were included in this study and retrospectively analyzed. Data collected included demographics, laboratory findings, intraoperative findings, operative management and outcome. The patients were divided two groups: mortality and survivor and the data were compared.
Results: The overall mortality rate was %18.3 (15 of 82 patients). 34 (%41.5) patients had blunt, 48 (%48.5) had penetrating trauma. There were multiple traumas in 47 (%57) patients. 47 (%57) patients had total of seventy one coexisting intraabdominal injuries. 46 (%56.1) patients had stable, 36 (%43.9) patients had unstable hemodynamics on admission. In mortality group AST, ALT, LDH, APTT, PT, INR, creatinine levels were high, fibrinogen levels and platelet counts were low on admission.
Conclusions: Hemodynamic instability, coexisting musculoskeletal and chest injury, and high APTT, PT, INR, AST, ALT, LDH levels and low fibrinogen levels and low platelet counts on admission should be considered as predictive factors for mortality.