Amaç:
Kapalı redüksiyonun başarısız olduğu durumlarda, instabil pediatrik suprakondiler humerus kırıklarının tedavisinde medial-öncelikli ve lateral-öncelikli açık redüksiyon yaklaşımlarının klinik, kozmetik ve cerrahi sonuçlarını karşılaştırmak.
Yöntem:
Bu retrospektif karşılaştırmalı çalışmada, açık redüksiyon gerektiren Gartland Tip III ve IV suprakondiler humerus kırığı tanısı almış, 2–10 yaş aralığındaki 68 pediatrik hasta değerlendirildi. Hastalar, uygulanan ilk cerrahi yaklaşıma göre iki gruba ayrıldı: medial-öncelikli (n = 31) ve lateral-öncelikli (n = 37). Demografik özellikler, cerrahi süresi, pin konfigürasyonu, eklem hareket açıklığı, Flynn’ın fonksiyonel ve kozmetik sonuçları ile postoperatif komplikasyonlar gruplar arasında karşılaştırıldı.
Bulgular:
Medial-öncelikli grupta cerrahi süre anlamlı düzeyde daha kısa bulundu (55,5 ± 16,0 dakika vs. 72,0 ± 20,2 dakika, p < 0,001) ve kozmetik sonuçlar daha üstündü (Flynn’ın kozmetik skorunda mükemmel sonuç oranı: %83,9 vs. %62,2, p = 0,0408). Ek bir insizyon ihtiyacı lateral-öncelikli grupta belirgin şekilde daha fazlaydı (0 vs. 18 hasta, p < 0,00001). Fonksiyonel sonuçlar ve komplikasyon oranları ise gruplar arasında benzerdi.
Sonuç:
Kapalı redüksiyonun yetersiz kaldığı instabil pediatrik suprakondiler humerus kırıklarında medial-öncelikli yaklaşım, cerrahi etkinlik ve kozmetik sonuçlar açısından avantaj sağlamakta ve ek insizyon ihtiyacını azaltmaktadır. Bu yaklaşım, stabil fiksasyon sağlamak için güvenli ve etkili bir seçenek olarak değerlendirilebilir.
Purpose:
To compare the clinical, cosmetic, and surgical outcomes of medial-first and lateral-first open reduction approaches in the treatment of unstable pediatric supracondylar humerus fractures when closed reduction fails.
Methods:
In this retrospective comparative study, 68 pediatric patients (aged 2–10 years) with Gartland Type III and IV supracondylar humerus fractures requiring open reduction were evaluated. Patients were divided into two groups based on the initial surgical approach: medial-first (n = 31) and lateral-first (n = 37). Demographic characteristics, surgical time, pin configuration, range of motion, Flynn’s functional and cosmetic outcomes, and postoperative complications were compared between groups.
Results:
The medial-first group demonstrated significantly shorter surgical time (55.5 ± 16.0 vs. 72.0 ± 20.2 minutes, p < 0.001) and superior cosmetic outcomes (excellent cosmetic Flynn’s scores in 83.9% vs. 62.2%, p = 0.0408). The need for an additional incision was markedly higher in the lateral-first group (0 vs. 18 patients, p < 0.00001). Functional outcomes and complication rates were comparable between groups.
Conclusion:
The medial-first approach in unstable pediatric supracondylar humerus fractures provides advantages in surgical efficiency and cosmetic outcomes, while minimizing the need for secondary incisions. It represents a safe and effective option for achieving stable fixation when closed reduction is unsuccessful.