Background: This study aims to evaluate traumatic injuries resulting from wounding crimes from a forensic medical perspective, to determine demographic characteristics of victims, and to characterize injury patterns.
Materials and Methods: A retrospective review was conducted on 2164 forensic reports prepared between January 1, 2023, and June 30, 2024, at the Department of Forensic Medicine, Gülhane Training and Research Hospital. Data such as gender, age, marital status, educational status, type of assault crime, nature of the forensic traumatic event, traumatic injuries, affected body regions, and injury characteristics were analyzed using IBM SPSS Statistics 26.0, and the results were evaluated statistically.
Results: Of the victims, 72.8% were male and 27.2% were female. Injuries most frequently occurred in the 21-30 age group (30.4%). A significant decrease in the incidence of injuries was observed with increasing education level (p<0.05). The fact that 22.1% of victims were university graduates indicates education level as a protective factor against victimization. The most common type of trauma was assault (54.6%), followed by traffic accidents (35.9%). Injuries often involved multiple body regions (39.3%), with head-neck region injuries (30.6%) and upper extremity injuries (13.4%) following respectively. It was determined that 66.6% of injuries were mild enough to be treated with simple medical interventions, while 6.9% were life-threatening. Traffic accidents had a significant relationship with fractures and dislocations (23.6%). Furthermore, injuries to the facial region due to assaults occurred frequently and significantly (68.6%; p<0.05).
Conclusion: This study highlights the demographic distribution of assault crimes and forensic implications of traumatic injuries, emphasizing the importance of preventive measures and the necessity of multidisciplinary collaboration.
Amaç: Bu çalışma, yaralama suçlarına bağlı travmatik yaralanmaların adli tıbbi açıdan değerlendirilmesini, mağdurların demografik özelliklerini ve yaralanmaların karakteristik bulgularını belirlemeyi amaçlamaktadır.
Gereç ve Yöntem: Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı'nda 01.01.2023-30.06.2024 tarihleri arasında düzenlenen 2164 adli rapor retrospektif olarak incelenmiştir. Cinsiyet, yaş, medeni durum, eğitim durumu, yaralama suçunun türü, meydana gelen adli travmatik olay, travmatik yaralar ve meydana geldiği vücut bölgesi, yaralanmaların niteliği gibi veriler IBM SPSS Statistics 26.0 kullanılarak analiz edilmiş ve sonuçlar istatistiksel olarak değerlendirilmiştir.
Bulgular: Mağdurların %72,8’i erkek, %27,2’si kadındır. Yaralanmalar en sık 21-30 yaş grubunda (%30,4) gerçekleşmiştir. Eğitim düzeyi arttıkça yaralama olaylarına maruz kalma oranının azaldığı belirlenmiştir (p<0.05). Mağdurların %22,1'inin üniversite mezunu olması, eğitim seviyesinin suç mağduriyeti açısından koruyucu bir faktör olduğunu göstermektedir. En sık görülen travma türü darp-etkili eylemdir (%54,6), bunu trafik kazaları (%35,9) takip etmektedir. Yaralanmalar çoğunlukla birden fazla vücut bölgesinde (%39,3) meydana gelmiş, bunu %30,6 ile baş-boyun bölgesi ve %13,4 ile üst ekstremite yaralanmaları izlemiştir. Yaralanmaların %66,6’sının basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olduğu, %6,9’unun mağdurun yaşamını tehlikeye sokan bir duruma neden olduğu saptanmıştır. Trafik kazalarının kemik kırık ve çıkıklarıyla (%23,6) anlamlı bir ilişkisi bulunmuştur. Ayrıca darp eylemleri sonucunda yüz bölgesi yaralanmalarının (%68,6) sık ve anlamlı bir şekilde gerçekleştiği belirlenmiştir (p<0.05).
Sonuç: Çalışmamız, yaralama suçlarının demografik dağılımını ve travmatik yaralanmaların adli sonuçlarını analiz ederek önleyici tedbirlerin önemini vurgulamakta ve multidisipliner iş birliğinin gerekliliğine dikkat çekmektedir.