BACKGROUND: This study aimed to investigate intravenous tranexamic acid’s (TA) effect on blood loss and transfusion ratios in pelvis-acetabulum fractures treated with open reduction and internal fixation.
METHODS: Patients who underwent open reduction and internal fixation due to pelvis-acetabulum fractures between January 2017 and January 2019 constituted this study’s target population. After applying inclusion and exclusion criteria, patients were divided into two groups: Those who were perioperatively given 15 mg/kg TA (i.e., Group 1) and those who were not (i.e., Group 2). Data including age, gender, mechanism of injury, fracture type, presence or absence of additional injuries, the time interval between admission and surgery, incision site, pre-operative and post-operative hemoglobin levels, intraoperative estimated blood loss (EBL), number of blood units transfused, and complications were recorded. Two groups were compared regarding these parameters.
RESULTS: The study cohort included 58 patients. There were 30 patients in Group 1 and 28 patients in Group 2. Our analysis re-vealed that the number of blood units transfused was significantly higher in Group 2 than Group 1 (p=0.016). However, there was no significant difference between the two groups regarding intraoperative EBL, pre-operative and post-operative hemoglobin levels, and the time interval between admission and surgery.
CONCLUSION: Administration of intravenous TA reduces blood transfusion requirement in patients with pelvis-acetabulum frac-tures treated with open reduction and internal fixation. This approach can prevent potential blood transfusion-related complications.
AMAÇ: Bu çalışmada intravenöz traneksamik asidin açık redüksiyon ve internal fiksasyon ile tedavi edilen pelvis-asetabulum kırıklarında kan kaybı ve transfüzyon oranları üzerine etkisini araştırmak amaçlandı.
GEREÇ VE YÖNTEM: Ocak 2017–Ocak 2019 tarihleri arasında pelvis-asetabulum kırığı nedeniyle açık redüksiyon ve internal fiksasyon yapılan hastalar bu çalışmanın hedef popülasyonunu oluşturdu. Dahil etme ve dışlama kriterleri uygulandıktan sonra hastalar iki gruba ayrıldı: perioperatif olarak 15 mg/kg traneksamik asit verilenler (Grup 1) ve verilmeyenler (Grup 2). Yaş, cinsiyet, yaralanma mekanizması, kırık tipi, ek yaralanmaların varlığı veya yokluğu, yatış ve ameliyat arasındaki zaman aralığı, insizyoni, ameliyat öncesi ve sonrası hemoglobin seviyeleri, ameliyat sırasında tahmini kan kaybı (EBL), transfüze edilen kan ünitesi sayısı verileri ve komplikasyonlar kaydedildi. Bu parametreler açısından iki grup karşılaştırıldı. BULGULAR: Çalışma grubu 58 hastayı içeriyordu. Grup 1’de 30 hasta, Grup 2’de 28 hasta vardı. Analizimiz, Grup 2’de transfüzyon yapılan kan ünitesi sayısının Grup 1’e göre anlamlı olarak daha yüksek olduğunu ortaya koydu (p=0.016). Bununla birlikte, intraoperatif EBL, ameliyat öncesi ve sonrası hemoglobin düzeyleri ve başvuru ile cerrahi arasındaki zaman aralığı açısından iki grup arasında anlamlı bir fark yoktu.
TARTIŞMA: İntravenöz traneksamik asit uygulaması, açık redüksiyon ve internal fiksasyon ile tedavi edilen pelvis-asetabulum kırıklı hastalarda kan transfüzyonu ihtiyacını azaltmaktadır. Bu yaklaşım, kan nakline bağlı olası komplikasyonları önleyebilir.