p-ISSN: 1306-696x | e-ISSN: 1307-7945

Quick Search




SCImago Journal & Country Rank
The effectiveness of non-operative treatment in high-grade liver and spleen injury in children [Ulus Travma Acil Cerrahi Derg]
Ulus Travma Acil Cerrahi Derg. 2018; 24(6): 569-574 | DOI: 10.5505/tjtes.2018.83573

The effectiveness of non-operative treatment in high-grade liver and spleen injury in children

Kıvılcım Karadeniz Cerit1, Rabia Ergelen2, Tural Abdullayev1, Halil Tuğtepe1, Tolga Emrullah Dağlı1, Gürsu Kıyan1
1Department of Pediatric Surgery, Marmara University Faculty of Medicine, İstanbul-Turkey
2Department of Radiology, Marmara University Faculty of Medicine, İstanbul-Turkey

Background: Although nonoperative treatment approach is preferred for blunt liver and spleen trauma in childhood, there are significant differences in the algorithms used between clinics. Along with the absence of grade V liver and spleen injury in the American Pediatric Surgical Association (APSA) guideline, approach to high-grade liver and spleen injury is still controversial. The aim of this study is to present our experience in non-operative treatment approach to patients with high-grade liver and spleen injury.
Materials and Methods: Patients who referred to Marmara University Hospital’s emergency department between January 2012 and January 2017 due to liver and spleen injury related to blunt abdominal trauma and followed up in our clinic were included in the study. The data were analyzed retrospectively in terms of age, sex, type of trauma, degree of organ damage, accompanying organ damage, duration of intensive care and hospital stay, need for transfusion, and treatment method (operative-nonoperative). Grade I, II, III organ damage is classified as low grade while grade IV and V organ lesions classified as high grade.
Results: 88 out of 2800 patients who were diagnosed by radiological imaging as liver and spleen injuries due to blunt abdominal trauma and were hospitalized to our clinic were included in the study. 41 of these patients had isolated liver injury while 39 had isolated spleen injury and 8 had injuries in both organs. 30 (34%) of the patients had accompanying organ injury. 83 (94%) patients underwent non-operative treatment and surgical approach was required for 5 patients (6%). Patients with high-grade liver injury had significantly higher duration of hospitalization, duration of ICU stay and transfusion requirement compared to patients with low-grade liver injury (p values are; 0.001, 0.001, and ˂0.001, respectively). Surgical approach was more frequent among patients with high-grade liver injury than patients with low-grade injury (p = 0.045). There was no difference among patients with high and low-grade spleen injury in terms of age, sex, duration of hospitalization, duration of ICU stay, transfusion requirement, and accompanying organ injury (p values were: 0.254, 0.739, 0.114, 0.135, 0.057, 0.721 respectively). Similarly, there was no difference in terms of nonoperative or operative treatment among these two groups (p = 0.488).
Conclusion: Non-operative treatment is feasible treatment method in patients with high grade blunt liver and spleen injury. However pediatric surgeons should consider that patients with high-grade liver damage may require more surgical treatment than those with low-grade liver damage.

Keywords: Blunt abdominal trauma, liver injury, non-operative management; pediatric trauma; spleen injury

Yüksek dereceli karaciğer ve dalak hasarında nonoperatif tedavinin etkinliği

Kıvılcım Karadeniz Cerit1, Rabia Ergelen2, Tural Abdullayev1, Halil Tuğtepe1, Tolga Emrullah Dağlı1, Gürsu Kıyan1
1Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı, İstanbul
2Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Radyoloji Anabilim Dalı, İstanbul

Amaç: Her ne kadar çocukluk çağında künt karaciğer ve dalak travmasında nonoperatif tedavi yaklaşımı tercih edilir olsa da, klinikler arasında kullanılan algoritmalarda ciddi farklılıklar bulunmaktadır. Amerikan Pediatrik Cerrahi Birliği (APSA) rehberinin grade V karaciğer ve dalak hasarını içermemesi ile birlikte, yüksek dereceli karaciğer ve dalak hasarına yaklaşım halen tartışmalıdır. Bu çalışmanın amacı; yüksek dereceli karaciğer ve dalak hasarı olan hastalara nonoperatif tedavi yaklaşımıyla ilgili tecrübelerimizi sunmaktır.
Gereç ve Yöntem: Ocak 2012-Ocak 2017 tarihleri arasında Marmara Üniversitesi hastanesi acil servisine başvuran hastalardan künt batın travmasına bağlı karaciğer ve dalak hasarı nedeniyle kliniğimizde takip edilen hastalar çalışmaya dahil edilmiştir. Hastaların yaş, cinsiyet, travma şekli, organ hasarının derecesi, eşlik eden organ hasarı, yoğun bakımda ve hastanede kalış süresi, transfüzyon ihtiyacı olması, tedavi yöntemi (operatif-nonoperatif) şeklinde olan verileri geriye dönük olarak analiz edilmiştir. Grade I, II, III derece olan organ hasarları düşük dereceli olarak; grade IV, V olan organ hasarları ise yüksek dereceli olarak sınıflandırımıştır.
Bulgular: Acil servisimize başvuran 2800 çocuk travma olgusundan künt batın travmasına bağlı radyolojik görüntülemelerinde karaciğer ve dalak hasarı tesbit edilip kliniğimizde yatırılan 88 hasta çalışmaya dahil edilmiştir. 41 hastada izole karaciğer hasarı, 39 hastada izole dalak hasarı, 8 hastada ise her iki organda hasar izlenmiştir. Her iki organda hasar izlenen hastalarda yüksek dereceli hasarı olan organ hangisiyse o gruba dahil edilmiştir. Yüksek dereceli (29), düşük dereceli (17) karaciğer hasarı izlenmiştir. Yüksek dereceli (21), düşük dereceli (21) dalak hasarı izlenmiştir. Hastaların 34%’ünde (30 hastada) eşlik eden organ hasarı izlenmiştir. Nonoperatif tedavi 83 hastaya (94%) uygulanabilmiştir, 5 hastaya (6%) ise cerrahi uygulanması gerekmiştir. Yüksek dereceli karaciğer hasarı olan hastalarda düşük dereceli karaciğer hasarı olanlara göre, hastanede yatış süresi, YBÜ’de yatış süresi ve transfüzyon ihtiyacı anlamlı ölçüde yüksek bulunmuştur (p değerleri sırasıyla; 0.001, 0.001, ˂0.001’dir). Yüksek dereceli karaciğer hasarı olan hastalarda düşük dereceli karaciğer hasarı olanlara göre daha fazla cerrahi yaklaşım uygulanmıştır (p=0.045). Yüksek ve düşük dereceli dalak yaralanmalarında her iki grup arasında yaş, cinsiyet, hastanede yatış süresi, YBÜ’de yatış süresi, transfüzyon ihtiyacı, eşlik eden organ hasarı açısından fark bulunmamıştır (p değerleri sırasıyla; 0.254, 0.739, 0.114, 0.135, 0.057, 0.721’dir). Benzer şeklilde yüksek dereceli dalak hasarı olanlarla düşük dereceli dalak hasarı olanlar arasında nonoperatif veya operatif tedavi yaklaşımı açısından da fark izlenmemiştir (p=0.488).
Sonuç: Yüksek dereceli künt karaciğer ve dalak hasarı olan hastalarda nonoperatif tedavi uygulanabilir bir yöntemdir. Ancak yüksek dereceli karaciğer hasarı olanlarda düşük dereceli karaciğer hasarı olanlara göre cerrahi tedaviye daha fazla başvurulabileceği dikkate alınmalıdır.

Anahtar Kelimeler: Pediatrik travma, Künt batın travması, Dalak hasarı, Karaciğer hasarı, Nonoperatif tedavi

Kıvılcım Karadeniz Cerit, Rabia Ergelen, Tural Abdullayev, Halil Tuğtepe, Tolga Emrullah Dağlı, Gürsu Kıyan. The effectiveness of non-operative treatment in high-grade liver and spleen injury in children. Ulus Travma Acil Cerrahi Derg. 2018; 24(6): 569-574

Corresponding Author: Kıvılcım Karadeniz Cerit, Türkiye
Manuscript Language: English